Hülya Dergisi Söyleşi - 2008

’71 doğumlu Selen ve İlgen, Boğaziçi Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü’nden mezun olduktan sonra 10 yıl boyunca marka yönetimi, halkla ilişkiler, pazarlama ve satış alanlarında çalışmışlar. Ancak üniversitedeyken bile ikiz kardeşlerin hedefi bir gün kendi işlerinin patronu olmakmış. Bu konuda sürekli araştırma içinde olan Manizade kardeşler, 10 yılın sonunda profesyonel kariyerlerini sonlandırıp hayallerinin peşinden gitmeye karar vermişler. Tabii süreç bu kadar kolay olmamış. Henüz profesyonel hayatta çalışırken araştırmalarını derinleştirmişler. Öncelikle farklı, yaratıcı ve kendilerini geliştirebilecekleri bir projeyi hayata geçirmek istemişler. Bunun için aslında biraz kendi ihtiyaçlarından yola çıkmışlar: "Kan değerlerimiz düşük olduğu için küçüklüğümüzden beri içlik giyerdik.

Ailemiz bize Angora karışımlı giysileri yurtdışından getirirdi. Angora yünü vücut ısısını çok iyi tutar, terletmez ve yünün aksine asla teninizi rahatsız etmez. Başlangıçta işe yün üreticiliği yani Ankara tavşanı yetiştiriciliği ile başlamak istedik, bu konuda eğitimler aldık. Ancak, çiftlik insanı olmadığımıza karar verip, herkesin en iyi bildiği işi yapmasına karar verdik.” Fikirlerini bir yandan geliştirmeye devam eden İlgen ve Selen, bir süreliğine daha profesyonel iş yaşamlarında çalışmaya devam etmişler: "Çalışıyorduk ama mutsuzduk. Derken 2005 yılında kendi firmamızı kurup, Angora yününden katma değeri yüksek, akıllı iç giysiler üretmek için kolları sıvadık. Aynı yıl Boğaziçi Üniversitesi Mezunlar Derneği’nin girişimcilik proje yarışması düzenlediğini öğrendik ve iş fikrimizi projelendirip yarışmaya katıldık. Sekiz ay süren yarışma maratonunda birinci olduk.

Bu yarışmaya paralel olarak Avrupa çapında düzenlenen Eurowards Girişimcilik Yarışması’nın Türkiye seçmelerine katıldık. Kendi kategorimizde birinci olduk. Aldığımız ödüller bizi daha da cesaretlendirdi. Türkiye’de bizim ürettiğimiz tarzda ürünler piyasada bulunmuyor. Koton ve sentetik çoğunlukta. Dünyada ise Angora daha çok dış giyimde kullanılıyor, iç giyside kullanımı oldukça az.”  Katıldıkları yarışmalardan aldıkları ödüller kendilerini daha da cesaretlendirmiş. KOSGEB’ten aldıkları destek ile Ar-Ge çalışmalarına başlayan Manizade kardeşler, halen çok iyi bir üreticiyle birlikte çalışıyorlar. İnandıkları iş fikrini hayata geçirebilmek için ilk başlarda çok kapı çalmışlar: "Önce sadece bir fikrimiz vardı, şu anda koleksiyonumuzu hazırlıyoruz.

Yurtiçinden ve yurtdışından talepler almaya başladık. Uzun bir süreç yaşadık, yapabilir miyiz derken bu aşamaya geldik. Kendimizi bu işe adadık. Türkiye’de hatta Avrupa’da bile girişimci olmak çok zor. Dikenli yollardan geçiyorsunuz, yaptığınız işe sonuna kadar inanmanız ve asla vazgeçmemeniz gerekiyor. Üstelik sizin inanmanız da yetmiyor, etrafınızdakilerin de size inanması gerek. Öncelikle çok iyi bir çalışma planı çıkarmak gerek, yani bir yol haritası şart. Nereye gideceğinizi bilmezseniz yorulursunuz. Hedefimiz Angora ürünler konusunda dünya lideri bir firma olmak. Pesimistseniz girişimci olamazsınız, çünkü çok fazla hayır cevabı alabiliyorsunuz. Biz de çok hayır duyduk, ama hiç pes etmedik.”